Yeni Sanatın Güzel Çağı

1871-1914 yılları arasında savaşların yaşanmadığı, refah dolu, politika olarak sakin ama kültürel olarak hareketli, sanatın, edebiyatın, modanın geliştiği bir dönem yaşar Avrupa. Bu döneme “Belle Époque” (Güzel Çağ) denir. Kabarık etekli kadınlar, balo salonları, güneşli günler, mutlu yüzler bu günlere aittir. Üzerine bir de “art nouveau” (yeni sanat) akımı başlar, o güzel kıvrımlı binalar, zarif…

Bol güneş, iki doz vitray, dört doz heykel, bir doz mimari

Eskiden bir gazetenin video ekibinde çalışıyordum. Ted Talks, Vice gibi yabancı ve seçili yerli kaliteli içeriklerle donatılıp büyük ideallerle, bu içerikleri seven, takdir eden genç bir ekiple kurulan video bölümü, “tık almıyor” diye hızla bitmeyen geyikler yapılan futbol programlarından bölümlere, evlilik programlarından kesitlere ve komik kedi videolarına evrildi. Gelen giden tık almıyoruz diye bize atar…

Beklenmedik Sanat Şehri: Brüksel

Ankara için ne derler bilirsiniz; “Ankara’nın İstanbul’a dönüşü güzel!” Birçok Avrupalı için Brüksel’in yarattığı hissiyat da budur. Fransız ve Flaman toplulukların arasında kalan Brüksel merkezli Belçika hükümeti hep bir kimlik krizindedir, bürokrasi Avrupa standartlarına göre çok yavaştır, işler yürümez… Hem Avrupa Birliği’nin hem NATO’nun merkezi, expatlar ve AB memurları şehri Brüksel’in olumlu taraflarından biri, diğer…