“Ulaşılabilir sanat” Galatasaray’da

“Sanatı demokratikleştirme” sloganı ile yola çıkan, dünyada çok ses getirmiş Carré d’artistes’in İstanbul şubesi, sessiz ama emin adımlarla Galatarasay’daki köşesinde son birkaç yıldır ilerliyor. Bu sessizliği bozmak için ulaşılabilir sanat nedir, alıcısı kimdir, sanatçılara ne yararı vardır soruları ile başlayarak Carré d’artistes İstanbul ekibiyle uzun bir sohbet ettik. Benim yazılardan, sosyal medya postlarından sebepli mi…

İstanbul Modern’i kurulduğu binasında ziyaret etmek için son hafta!

Sizde yer eden İstanbul Modern sergileri, Sanatçı ve Zamanı‘nı ilk gördüğünüz zamanların nostaljisini yapmak için son günler, çünkü İstanbul Modern, 2004 yılında kurulduğu Karaköy 4 numaralı Antrepo’daki binasından haftaya taşınıyor. 14 yıldır bol bol ayak bastığımız o keyifli manzaralı, tanıdığımız binada faaliyetlerini sürdüren İstanbul Modern, Galataport projesi kapsamında yeni bir binaya kavuşmak üzere geçici bir süre için…

Kaf Dağı’nın Ardından Büyüklere Masallar

“… Her meyvenin tadı başka başkaymış ve bu meyvelerden tadanlar birbirlerine âşık olmuş. Aşk, toprağın rengini kırmızıya çevirince gökyüzüne iki turna havalanmış, ağacın meyveleri bu hikâyeyi anlatanın ve dinleyenlerin başına düşmüş.” CANAN’ın cennetinin kapısından bu hikayeyle giriyorsunuz. Ulaşamayacağınızı sandığınız, belki de ulaşmaya çekinip utan(dırıl)dığınız Kaf Dağı’nın ardında gördüğünüz doğallık, sevgi, aşk Arter’de CANAN’ın sesinden masallarla…

Belgeler yerine sanatın kaydettikleri

 Asker o sınırı geçiyor, şu şehir bombalanıyor, bu şehirde patlama oluyor, bu kadar insan geçen yaz da denizi geçip özgürlüğüne kavuşamadı… Sınırlar yeniden çiziliyor, bombalar patlıyor, insanlar kaçıyor. Gazeteler her gün bir felaket haberi vermek için önümde diziliyor. Gazeteler okunmasa, okunmak istenmese de patlamalar, gerginlikler ve savaşlardan canlarını kurtarmak için kaçan insanlar her gün yürüdüğümüz…

Üçüncü Köprünün Gölgesinde, Kimin İstanbul’u?

İstanbul’a ilk kez tek başıma ayak bastığım günü hatırlıyorum. O gün ne giydiğimi, İstiklal Caddesi’nde kendi kendime yürüdüğümü, Gümüşsuyu’ndan inip Ortaköy’e kadar gittiğimi… Lise yeni bitmişti, bir yaz günüydü ve lisedeki en yakın arkadaşımla hayatımızda ilk kez bir müzik festivaline gidecektik. Artık İzmir’den İstanbul’a üniversite için taşınacağımızı biliyor ve onun gururu ve büyümüşlük hissiyle Beyoğlu’nda…