Uzo-mezeden daha fazlası: Atina’da kültür-sanat

Atina her zaman iyi bir fikir. Yakın, hem bize benzer hem farklı, yemekleri güzel, havası güzel, insanları rahat; 50 dakika uç ve birkaç gün geçir, kafanı dağıt, dön. İlk gittiğimde başkentten çok yazlık kasabaya benzettiğim, 2009’da 1 sene yaşadığım ve ondan sonra da her sene mutlaka gittiğim, gidip geldikçe de daha çok sevdiğim bir şehir…

Beklenmedik Sanat Şehri: Brüksel

Ankara için ne derler bilirsiniz; “Ankara’nın İstanbul’a dönüşü güzel!” Birçok Avrupalı için Brüksel’in yarattığı hissiyat da budur. Fransız ve Flaman toplulukların arasında kalan Brüksel merkezli Belçika hükümeti hep bir kimlik krizindedir, bürokrasi Avrupa standartlarına göre çok yavaştır, işler yürümez… Hem Avrupa Birliği’nin hem NATO’nun merkezi, expatlar ve AB memurları şehri Brüksel’in olumlu taraflarından biri, diğer…

Beklentilerin üzerinde: Sakız Adası

Geçen senelerde bir bayram tatili uzadığında Zaytung, “Kurban Bayramı Tatilinin 10 Gün Olarak Açıklanmasının Ardından Yunanistan’da Olağanüstü Hal İlan Edildi…” diye haber yapmıştı… Aynı bayram Hürriyet Gazetesi infografiklerle Türklerin Yunanistan tatil çıkarmasını analiz eden haber yaptı. Türkler olarak tüketmeye endeksli insanlarız vesselam. Bakir bir koy bulduk mu, hop beach club nam-e diğer; gürültü, kalabalık, kötü servis, şişirilmiş…

Belçika’da Yemek Yenir!

En basit anlatımıyla, zamanında Fransa’ya katılmak istemeyen Fransızlar (Flemenkler) ve Almanya’ya katılmak istemeyen Almanların oluşturduğu, istemezukçuların birbiriyle de aslen çok iyi geçinemediği, devleti sık sık kriz yaşayan, haliyle de bürokrasisi bir hayli sıkıntılı olan bir ülke Belçika. Bir de kendi karışıklığı üzerine, diğer bir olamayanlardan Avrupa Birliği’nin başkenti oluyor Brüksel. Brüksel’de binalar güzel olmasına güzel,…

Başımızda Mavi, Tatlı Rüzgarlar Esen O Yaz: Kaş

Kaş’la ilgili hissiyatın ne diye sorsalar, sanki biri bizi alıp oraya ışınlamış, acayip güzel zaman geçirmişiz, sonra bir bakmışım İstanbul’da ofiste uyanmışım, herşey bir rüyaymış derim. Küçüklükten kalma kafamda, genç abiler ablaların otobüslere binip yazlık ama annesiz babasız yerlere gidip güzel yanık tenler, küçük aşk hikayeleri ve bol bol Bodrum Bodrum şarkısı dinlenmiş dertsiz kafalarıyla…

5 Günde New York: Bitmesin de Dönmeyelim

New York ile ilgili anahtar kelime ne derseniz, “Beklemek” derim. New York’a gitme zamanı gelsin diye bekliyorsun, uçakta 10 saat geçsin bekliyorsun, varınca da kahvaltı etmek için, müzeye girmek için, bara girmek için, bilet almak için, olmadı bir şeyler atıştırmak için bile bekliyorsun da bekliyorsun! Güzel, lezzetli, keyifli şeylere ulaşmanın parayla değil sırayla olduğunu öğretiyor…

Amerika’nın En İyi Kumsalında Tek Başına

Bir e-mail geliyor ve iş toplantınızın Florida’da olduğunu öğreniyorsunuz… O iş sevilmez mi! Tampa bölgesindeki Sarasota  şehrine gideceğimi öğrendiğimde, hemen “bilirkişi” bellediklerimi arayıp şu yaşımda araba kullanmayı bilmeme derdini ilk kez derinden hissederek bir program yapmaya giriştim. ABD’yi bilenler bilir, az kalabalık şehri vardır ve toplu taşıma yok denecek kadar azdır. (Az ne kelimeyi bu…

Isparta, Adana ve Balıkesir de Gelecek Turizmde dedi!

Seyahat ederken hepimiz gittiğimiz yörenin doğasını, kültürünü hissetmek, el emeklerinden satın almak, yerel lezzetlerini tatmak isteriz. Eko turizm, kırsal turizm, kültür turizmi, gastronomi turizmi gibi farklı sürdürülebilir turizm çeşitleri ile hem biz farklı deneyimler yaşarız hem de yerel halkın ekonomisine katkıda bulunmuş oluruz. İşte bu sebeple Anadolu Efes, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler…

ARTINTERNATIONAL 2015: Cuma Günü Fısıltıları

Sakin bir yazın ardından bu hafta sanatseverler olarak gerçekten çok hızlı bir haftaya girdik! Her yerde onlarca sergi açılışı haberleri; Bienal açılışı ve ARTINTERNATIONAL’ın aynı haftasonuna denk gelmesi derken sergilere haftaya gitsem hayatta olmazmış, bütün dünyadan geride kalacakmışım gibi bir hissiayata kapıldım. 1 Eylül günü sadece benim takip edebildiğim 13 sergi açılışı vardı! Derin bir…

Covent Garden’da 100.000 Balon!

Günlük kullanım alanlarında balonları bir metafor olarak kullanmasıyla ünlü Fransız sanatçı Charles Pétillion, bu kez Londra Tasarım Festivali kapsamında ünlü turistik merkez Covent Garden’ı 100.000 beyaz balon ile doldurmuş. Yerleştirmesine “Heartbeat” (Kalp Atışı) ismini veren Pétillion, tarihi Covent Garden binasının bulunduğu bölgenin kalbinin çarptığı yer olmasının yanısıra, Covent Garden’ın Londra hayatının tarih boyunca kalbi olduğu için çalışmasına bu ismi…