İlham veren istisna: Hagop Ayvaz ve Kulis’i

Kendimden biraz sıkıldım bu ara. Önce yapmayı planlayıp iptal etmek zorunda kaldıklarımın listesine takıntılıydım; sonra baktım ki uzunca bir süre plan yapmak bile manasız, bu sefer de geçmişe takıldım. Geçen sene şuradaydım, iki sene önce şöyle geziyor, böyle eğleniyordum, bak beş sene önceki fotoğrafa; kalabalıklardaydık, özgürdük… Bir kere güzel günleri gördün mü, yaşadığın hayatın kalitesi…

Tarihi Yarımadada 2 Gönüllü Bizantolog

Ayasofya müzeden camiye dönüşecek mi dönüşmeyecek mi tartışaduralım, müzeyi korumak isteyenler için ortadaki ironi, Ayasofya’nın hakimi Bizans tarihini bu toprakları onlardan miras alanlar olarak bilmememizdir. Koruyoruz ama neyi? O kadar kanıksadığımız bir konu ki tarih öğrenirken Bizans’ı sadece fetih dönemiyle pas geçmek, yürüdüğümüz yoldaki kalıntının kime ait olduğunu bilmeyiz, merak etmeyiz. O çok görkemli gördüğümüz…

1886’da bir öğle vakti, Yusuf Bey ile Pera’da

1956 yılında Kapalı Çarşı’da bir halıcı, Amerikalı bir diplomata bir albüm sattı. Nil Nehri, Abadan, Afganistan, Hindistan, Nepal, Burma, Kamboçya, Vietnam, Endonezya, Japonya, Kuzey Amerika, Toronto, son olarak İzlanda… Nereye giderse gitsin albümün döneceği yer belliydi: Beyoğlu. 19. yüzyıl sonu Beyoğlusu ve insanlarının yer aldığı karikatürist Yusuf Franko’nun albümü, Pera’da sahnelenen bu oyuna katılmamız için artık…