Övmekten bıkmayacağım öğretici kitaplardan, Türkçesi YKY’den çıkan BBC’nin sanat editörü Will Gompertz’ün Pardon Neye Bakmıştınız? Modern Sanatın 150 Yıllık Şaşırtıcı, Sarsıcı, Kimi Zaman da Tuhaf Hikayesi’nde modern sanat tarihindeki akımlar ve öne çıkan isimler, olabildiğince eğlenceli ve akılda kalıcı bir biçimde anlatılır. Baktığınızda size manasız gelecek bembeyaz bir tablonun neden önemli olduğunu, neden sanat tarihinde…
Etiket: modern sanat
Olmayan İmparatorlukların Hayranları
“Ceddin deden, neslin baban Hep/en kahraman Türk milleti…” “Ankara Büyükşehir Belediyesi mehter takımının yöneticisi, 2007’de şöyle demiş: “Mehter takımına girmek isteyen, önce Osmanlı ruhu taşımalı, Göktürkler’den bugüne Türk tarihini bilmelidir”… Başvurularda belirli bir heybet de arıyorlar. Belediyeci “Bıyığı kifayet etmeyen arkadaşlar için” takma bıyık temin ettiklerini belirtmiş. Sayısız mehter takımının internet sitesi var, hepsi aynı…
Modern Amerikan sanatına radikal bir bakış: Whitney Müzesi
“Whitney bir bina değil. Whitney bir fikir…” Baş Küratör Donna De Salvo John Lennon, New York’un Greenwich Village mahallesi için “Burada bir Amerikalı olarak doğmamış olduğuma çok pişmanım. Burası ölüyor olabilir, burada soluduğun hava çok kirli olabilir ama her şeyin olduğu yer burası,” demiş. İnsan New York’a ilk ayak bastığında bir çarpılıyor. İşte o her…
Kağıt Kesiklerinden Hikayelerin Anlatıcısı: Serkan Yüksel
“Sen bu sergiyi kesin yazacaksın!” Bu zamana kadar birkaç sergide, yanımdaki arkadaşlarım bir anda dönüp de böyle demiştir bana. Sergideki ruh, hikaye, işlere bakarkenki hevesim, beni tanıyanların beni o sergiyle aramdaki hemen kuruluveren bağı anlamaları için yeter. Bazı sergilerin yeri bende arkadaşlarımın da anladığı gibi, çok farklıdır. Kendisinin işleriyle ilk tanıştığım, Serkan Yüksel’in C.A.M Gallery’deki…
Sıkıştığın bu dünyaya… Alışırsın. Mukadderat…
Bazı anlar vardır, neden özellikle o anı hatırladığını bilmeden hatırlarsın. Ben de hatırlıyorum o anı; arabadayız, yine bir toplantıya gidiyoruz, patron ön sağ koltukta oturuyor, biz asık, bezmiş suratlarla arkada. “Geçecek,” diyor patron, “Alışacaksınız; herkes bu yoldan geçiyor, sonra kabulleniyor.” Ajansta çalışıyoruz, gece gündüz. Bir takım şirketler, bir takım patronlar, küçücük ama bizi yıpratan emeklerimizle…