Kendi tarihlerini mimari ile yazan kadınlar

İç mimar ve sanatçı Ahmet Rüstem Ekici, mimar kimliği ile çocukluk deneyimlerini ve tarih okumalarını birleştiriyor; Mayıs ayında Antonina Sanat Galerisi’nde yer alacağı karma sergide sunacağı Gynaeceum serisinde kadınların tarih boyunca izlerini bırakmak için araç olarak mimari yapıları kullanmalarını konu ediniyor. Hatırlıyorum bir dönem Ann Chamberlin’in Safiye Sultan roman serisi acayip meşhurdu. Kitap okuyan, okumayan…

Dijital dünyanın sunduğu yeni zaman-mekan ilişkileri: Yeni sanat ile yeni bir heterotopya

Aynaya baktığınızda ne görürsünüz? Biz sıradan insanlar, kendimizi gördüğümüzü söyler geçeriz. Michel Foucault ise aynada bir ütopya gördüğümüzü söyler. Aynada gördüğümüz kendimizin ütopyası heterotopyanın en iyi örneklerindendir Foucault’ya göre. Heterotopya, gözle direk görülemeyen, gözle görüldüğü halinden çok daha katmanlı anlamları olan mekanlardır. Ayna, en basit anlatılabilecek heterotopyalardan biridir; çünkü bir illüzyonla yansımanı gördüğün yerdesindir ama…

Tabaklar ve Kadınlar: Sena’dan Başka Türlü Bir Çeyiz

“Evde iş bölümü”… Hatırladın mı Hayat Bilgisi kitabındaki o sayfayı? En son SALT Galata’da Hale Tenger’in Sandık Odası’nda gördüm o Hayat Bilgisi kitaplarından. Hepsinde aynı çizgiler. Hem görsel hem o değişmeyen kafa yapısı olarak. Anneler, evi temizler, tabakları toplar, babalar işe giderdi… Annenin işi gücü tabak toplamak. Anne akşam işe gitse bile (mesela favori kadınmesleklerimizden…

Uzay boşluğunda rengarenk bir enerji patlaması

Bilim kurgu filmlerini hiç sevmem. Hatta buyurun buradan yakın, Star Wars’u da izlemedim, karakterleri bilmiyorum. Yapılan espri ve benzetmelere de boş boş bakıyorum. Bilim kurguyla bir alakam yok ama geçtiğimiz haftalarda bir bilim kurgu kurdunun sergisinde, bilim kurguya başka bir gözle bakabildim… Renkler ve desenler, bir bilim kurgu alerjili ile bir bilim kurgu aşığını aynı…

2015’in En Keyifli 10 Sergisi

Grayson Perry – Küçük Farklılıkların Kibri, Pera Müzesi Sınıf ve kimlik, Perry’e göre yanımızda taşıdığımız, ağırlığı olmayan, görünmeyen bir sırt çantası. Perry’nin sözleriyle; ”İnsanlar bir şeyden “hoşlandıklarını” söylediklerinde ne kastederler? Bu nasıl gelişti? Maddi kültürle ilgili tercihlerimizde, çevremizdeki şeylerde, bütün hayatımızı ve bütün bağlılıklarımızı –dinsel, toplumsal, finansal, istemsel– uygularız. Bundaki kaçınılmaz dram hoşuma gidiyor.” https://irmakozer.com/2015/08/28/kucuk-farkliliklarin-kibri-esya-senin-tabiatin-oldu-mu/…

Nerden Geldi Bu Kadınlar?: SALT 1980’ler ile Türkiye’de Kadınlar

Sevgilinizle evdesiniz, komşularınız zina yapıyor diye şikayette bulundu. Oysa ikiniz de bekarsınız ve dolayısıyla zina diye bir durum söz konusu olamaz. Ne olacak? Zina bile söz konusu olsa, ancak ilgililerin, yani eşin şikayeti üzerine işlem (suçüstü) yapılabilir. Burada yalnızca fuhuş yapılıyor. Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun aynen ifadesiyle: “menfaat kastiyle kendilerini başkalarının zevkine terk edenler”…

Bir Kumaş Meselesi: SALT’ta Düşlerin Sonu

6 Mart 2015 “Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye’dir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemezdim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, … 1,565 km uzunluğunda koca bir Boğaz Köprüsü anlamına…

Karanlıkta Gökkuşağı: Akıl Dışılığın Çekiciliği ve Charlie Hebdo

12 Ocak 2015 2015’e tüm dünya olarak hızlı ve felaket bir giriş yaptık… Geçtiğimiz hafta Fransa’da birilerinin “dini değerleri” 12 kişinin hayatına mal oldu. Diğer yandan Türkiye, yeni yıla ‘karanlıktan’ görünmeyen bir anne ve kadınlara kariyer olarak annelik tavsiyeleri [1] ve anaokulundaki küçücük çocuklara cennet-cehennem anlatılması tartışmalarıyla girdi. SALT Galata’da son haftasında olan Karanlıkta Gökkuşağı,…

Pikselli İsyanlar: Suriye, Gezi ve Lübnan / SALT’ta Rabih Mroué Sergisi

26 Mayıs 2014 Yüksek lisansımı dünyaca ünlü bir okulda yapma şansım oldu. Hazır böyle bir okula gelmişken siyasal bilimlerin ünlü birkaç hocasından ders almayı kovalıyorum. Bir nevi akademik ‘celebrity’ peşindeyim. Okul dünyaca ünlü ama ben turist kafasıyla souvenir peşindeyim adeta. Bu şekilde yer kovaladığım derslerden biri de üstelik de çok sevdiğim konulardan milliyetçilik üzerine. Neyse…

Peki bizi kim arşivleyecek?

26.02.2014 90’larda çocuktuk biz, dolayısıyla hatırlarız bastırılan fotoğrafları, günlük tutmaları, defter- kalemi. Üniversitedeyken ajandalarım vardı, bayağı bayağı da yazardım, şu gün şuraya gidilecek, bugün şu aranacak “unutma!” Şimdi resmen savaş veriyorum bir ajanda tutabilmek için. Bu nostalji uğruna arkadaşlarım benimle dalga geçiyorlar, direnme diye. Çünkü zaten tüm toplantılarım, notlarım e-mailimde var. Ama işte derdim o…