Hatırlamak Politiktir

“Emek sineması önünde şarapçı bir amca vardı, ‘Tamamlıyoruz’ diyerek dolaşır bozukluk isterdi. Çok nazikti. İstanbul’un ruhunun bir parçası gibiydi.” Beyoğlu Yıkılmadım Ayaktayım Haritası, Mekanda Adalet Derneği Bir arkadaşımın aşk acısını hafifletmek için şöyle bir çözümü vardı: Ayrıldığı sevgilisini hatırlatan mekanları, şehrin köşelerini gidip “geri alırdık”. Şehri severdi ve şehrin parçalarının, caddelerinin, sokaklarının, kafelerinin, manzaralarının giden…

Büstümü yapsan önemli olur muyum?

Herakleitos‘un evrende değişmeyen ve aynı kalan hiçbir şey olmadığı ve her şeyin aktığı öğretisinden yola çıkan Platon, buna göre bizim gerçek, bilgi olarak algıladıklarımızın göreceli; gerçek bilginin, yani “idea”nın evrenin dışında bir yerde olduğu tezini öne sürmüştür. İdealar zamandan ve mekandan bağımsızdır. Çok basit olarak; bana “masa” dendiğinde aklıma gelen görsel ile sana “masa” dendiğinde…

Birlikte, her koşulda mutlu

“Bazen bana soruyorlar; neden bu kadar mutlusun? Sabah kalktığında o şaşırma faslı ne? Açıklamaya çalışayım… Her sabah yaşadığımız şey; Doğum. İsteklerimizi gerçekleştirebileceğimiz, yepyeni bir dünyaya uyanış. Biz uyurken dünyaya bir göktaşı çarpmamış, uykumuzda bize felç gelmemiş. Nefes alabiliyoruz. Bu müthiş bir ayrıcalık. O gün ne istersek yapabiliriz. Sevgilime bakıyorum, nefes alıyor. Eğilip öpüyorum, yüzünde belli…

Gerçeklik-sonrası, cesaret öncesi: Soytarılar ve Melekler

İpek Duben hakkında yazı yazmakla elbet boyumdan büyük bir işe kalkıştığımın farkındaydım… 1941 İstanbul doğumlu sanatçı, 60’larda öğrenip görüp sonra bir süre yaşadığı ABD’den 70’lerin sonuna doğru Türkiye’ye döndüğünde geleneksel olan ile modern zihniyetin bileşiminin kendi kimliğindeki varlığını ifade eden bir resim dili arayışı içindeydi. Duben ileriki yıllarda bir kadın sanatçı olarak sanat ortamına ismini…

Sürrealizm, Pop-Art, Pornografi

Bu ara internet çukuruna düştüğüm için bomboş sorgulamalarla karşılaşıyorum sosyal medyada: En sevdiğin şarkı ne? En sevdiğin kitap ne? En sevdiğin film ne? Haydi bizimle paylaş! Hayatı teklerle kısıtlamayı sevmeyenlerdenim. Bu sorular beni daraltıyor. En son da şunu gördüm mesela, “Hangi sanatçıyla bir gün geçirmek isterdin?” Aklıma ilk gelen cevap, mazallah en sevdiğim sanatçıların hiçbiriyle…

Selam olsun İstanbul renkleri!

“İnsanlar genellikle iyi talihlerinin kendilerini güzel, misafirperver bir sahile atacağını umarak coşkun sellerden birine kapılır. İşte ben de bir gün bu şekilde İstanbul’da minarelerin altında buldum kendimi.” Alexis Gritchenko Bir tatil planı yaparsın uzak bir yerlere; tatil çok iyi de geçebilir, orta şekerli de geçebilir… Bilemezsin, şanstır biraz sana kalacak anı. Son birkaç senede yeni…

Marina Abramovic ile hiçlikten birliğe

“Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen bir hiç ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl çömleği tutan dışındaki biçim değil içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.” Şems-i Tebrizi Bir insan neden korkar? Acı çekmekten, canının yanmasından, ölümden… Bu korkularla hiçbirimiz yüzleşmek istemeyiz haliyle; ne aşk…

Bir kubbenin altında: Gelenekler, sırlar, bugün

“Osmanlı döneminde çok sayıda hamamda su ve odun tüketiminin inanılmaz ölçüde artması nedeniyle önlemler alınması yoluna gidilmiştir. Bu nedenle on sekizinci yüzyılda yayınlanan bir padişah fermanı ile İstanbul’da artık yeni hamam yapılmasının önüne geçilmiştir. Ancak tüketim öyle boyutlara varmıştır ki, Büyük Çamlıca Korusu, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Üsküdar’daki Büyük Hamam’ın sahibine satılmıştır ve bu…

Bir Performans Olarak “Erkeklik”

Sinan Tuncay, yeni sergisinde mahalle maçından çıkıp minibüse biniyor, tıraşını olduktan sonra bizi bir düğün salonuna götürüyor. Askerde, berberde, mahallenin işte oradaki köşesindeki adamlarla sizi karşılaştırıyor. Tam önlerinden geçerken laf attılar; ne oldu, rahatsız mı oldunuz? Atmazsa onun “erkekliği”ne ne olacak, hiç düşündünüz mü? Tuncay toplumsal cinsiyet rollerini, C.A.M. Gallery’deki “Olamadığım Adamlara Mahsustur” sergisinde üzerine…

İlham her yerde bizimle!: Sergey Parajanov İstanbul’da

Cem Yılmaz ünlü skeçlerinden birinde Hindistan’a kadar kilometrelerce uçtuk, “Mutluluk içinizde dediler,” diye dalga geçer. Mutluluk bulmak için Hindistan’a kadar gittik, meğer yanımızda götürmüşüz, mutluluk içimizdeymiş der. Şaka maka düşününce hakikaten de kendi gücümüz, mutluluğumuz, huzurumuz içimizde. Bir şeyleri yapabilme gücün senin buna ne kadar baş koyduğunla alakalı. Mutluluk, yaratıcılık, çocukluk, hayaller… Hepsi bizimle. Hatırlarsak……