Kıyamete karşı gelinebilir mi?

Kapıdan girdiğinde bir savaş alanı yüzüne çarpıyor. Loş, rutubetli bir hava, her taraf darma duman, su birikintileri, kırılmış eşyalar, tepeden sızan bir ışık ve sarkan bitkiler, naylonlar. Savaş hissiyatı daha iyi yansıtılamazdı. Sonra kalın, havalı perdeleri açarak girilen bir oda. Odada kırmızı bir halı, biraz aydınlık, duvarlarda iki tane resim. Bir harabeden müzeye çıkmak… Kurtulduk…

İmkânsız Uzamdaki İzlerimiz

Aidiyet nedir? Yer nedir? Ne yapıldığında o yerler, mekanlar bizim olur? Kim, nasıl alabilir onları elimizden? Mesela yıllardır mesken tuttuğu İstiklal Caddesi’ndeki dükkanından çıkarılan bir esnafın hafızasını, onun dükkanına uğrayanların hafızalarını silebilir mi bir mülk sahibi? Aslen ne bizim, ne mülkümüzün sahibi olan devlet, nerede yaşayacağımıza, nerede yiyeceğimize, nerede içeceğimize (veya içmeyeceğimize), ne konuşacağımıza ne…