• Dönüp geriye bakmak

    Yılın son günlerinde güzel ve anlamlı bir kapanış yazısıyla yıla veda etmek isterim. Bazen denk gelir, bazen gelmez. Bu sene, denk gelen senelerden. Hem kendisi hem sanatçı ilişkileri uzun soluklu, hem teknik hem düşünsel olarak yenilikler sunan güçlü sergileri, (dönemin etkisi olarak birçoklarının kapıldığı) illaki popülere hitabet etme derdine düşüp… Listen ⇢

    Dönüp geriye bakmak
  • Paula Rego: Bir gönül yarası

    “Smile when you think about hell – Cehennemi düşündüğünde gülümse”, bu Paula Rego ile ilgili yazılmış bir kitabın adı. Basel’de bir kış günü müze mağazasında kitaplara bakarken gördüm. Bu başlığın Paula Rego’nun sanatını tam olarak yansıttığını düşündüm. Rego’nun resimlerine bakarken bir cehenneme bakıyorsunuz. Rahatsız edici, endişe verici, düşündürücü. Bir yandan… Listen ⇢

    Paula Rego: Bir gönül yarası
  • İsyan Günlerinde Sanatçı

    “O kadar berbat bir dünyada yaşıyoruz ki Burhan, ressamın görevi kesinlikle bu berbat hale işaret etmek değil, hele izleyiciyi mutlu etmek hiç değil. Asıl berbat olan, insanların içinde yaşadıkları rezil durumu sorgulamadan kabullenmeleri. Bir itirazı nasıl harekete geçirebilirim derdinde olmalısın. Yaranın kapanmaması için sürekli kabuğunu kaldırmak gerekiyor.”Mehmet Güleryüz Bu ülkede… Listen ⇢

    İsyan Günlerinde Sanatçı
  • Bizans’a Yelken açmak, şehre bir iz bırakmak

    Burası yaşlı adamlara göre bir ülke değil. GençlerBirbirlerinin kollarında, ağaçlardaki kuşlar,-ölen nesiller- onların şarkısında…Ve bu yüzden denizlere yelken açtım ve geldimBizans’ın kutsal şehrine.William Butler Yeats, Bizans’a Yelken Açmak 500 yıllık bir binanın içine dalıyoruz. Ünlü denizci Barbaros Hayreddin Paşa’nın daha da ünlü Mimar Sinan’a yaptırdığı, bir zamanlar hamamın tüm iç mekân… Listen ⇢

    Bizans’a Yelken açmak, şehre bir iz bırakmak
  • İki süper (var olmayan) sergi birden

    Bir hologram fanının önünde duruyoruz. Öyle iki kanatlı, siyah, fırıldak gibi bir şey. Bir hologram bu. Sonra dönmeye başlıyor ve yokluktan önünüzde bir hikaye oluşuyor; 2 dakika 14 saniyeden oluşan bir animasyon, Ahmet Rüstem ve Hakan Sorar’ın, Fırat Arapoğlu küratörlüğünde sunulan, “Bir Varış Bir Yokuş” sergisinin odağı olan koçları içeren… Listen ⇢

    İki süper (var olmayan) sergi birden
  • Sonsuza kadar pop

    Ailemin beni götürdüğü sergilerden ilk kopuşum pop art ile oldu. Bu renkli, parlak, popülist, Andy Warhol’un parti hikâyeleri ile dolu dünya ilgimi çektiğinde henüz yirmili yaşların başındaydım. Sonraları pop art’ı beğenmez oldum. Barışmamız Paris Fondation Louis Vuitton’daki “Pop Forever, Tom Wesselmann &…” sergisine kısmetmiş. 1931’de doğan Tom Wesselmann ‘50’lerde resim… Listen ⇢

    Sonsuza kadar pop
  • Venedik kırmızısında, sanat içinde sanat

    Bundan 113 yıl önce, Fransa’nın bir kasabasında var olan, dünyanın en ünlü sanatçılarından olacak bir ressamın stüdyosu… Bu stüdyoyu resmeden, sebebi bilinmeyen bir kararla arka fonu kıpkırmızı, Venedik kırmızısına boyanmış, yine aynı stüdyoda yer alan bir tablo… O tabloda görülen ve tam da o dönem, o stüdyoda yer alan altı… Listen ⇢

    Venedik kırmızısında, sanat içinde sanat
  • Her Şey Değişiyor

    “Her şey değişiyor, her şey değiştiriliyor. İnsanların ve nesnelerin daha büyük ölçekli jeososyal ve jeopolitik göçünün yanı sıra, fark edilmeyen ama genelde kritik dönüşümlere, açıklığa ve yeni başlangıçlara vesile olan günlük değişimler de yaşanıyor,” diye başlıyor Barın Han’da devam eden “Critical Shifts” sergisinin tanıtım yazısı. Özellikle pandemiden beri değişim hayatımızın normali… Listen ⇢

    Her Şey Değişiyor
  • Olimpiyatlar 100 Yıl Sonra Tekrar Paris’te

    “Sadece 1.62 cm boyundaydı ama 20. yüzyıl için bir devdi,” deniliyor modern olimpiyat oyunlarının kurucusu Pierre de Coubertin için Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin web sitesinde. 1863’te Paris’te aristokrat bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Pierre de Coubertin, gençliğinde Fransız aristokrasisinin yakından izlediği, Yunanistan’da yeni yeni yapılan arkeolojik kazılara merak sarmış. İlk… Listen ⇢

    Olimpiyatlar 100 Yıl Sonra Tekrar Paris’te