-
Dönüp geriye bakmak
Yılın son günlerinde güzel ve anlamlı bir kapanış yazısıyla yıla veda etmek isterim. Bazen denk gelir, bazen gelmez. Bu sene, denk gelen senelerden. Hem kendisi hem sanatçı ilişkileri uzun soluklu, hem teknik hem düşünsel olarak yenilikler sunan güçlü sergileri, (dönemin etkisi olarak birçoklarının kapıldığı) illaki popülere hitabet etme derdine düşüp… Listen ⇢
-
Paula Rego: Bir gönül yarası
“Smile when you think about hell – Cehennemi düşündüğünde gülümse”, bu Paula Rego ile ilgili yazılmış bir kitabın adı. Basel’de bir kış günü müze mağazasında kitaplara bakarken gördüm. Bu başlığın Paula Rego’nun sanatını tam olarak yansıttığını düşündüm. Rego’nun resimlerine bakarken bir cehenneme bakıyorsunuz. Rahatsız edici, endişe verici, düşündürücü. Bir yandan… Listen ⇢
-
İsyan Günlerinde Sanatçı
“O kadar berbat bir dünyada yaşıyoruz ki Burhan, ressamın görevi kesinlikle bu berbat hale işaret etmek değil, hele izleyiciyi mutlu etmek hiç değil. Asıl berbat olan, insanların içinde yaşadıkları rezil durumu sorgulamadan kabullenmeleri. Bir itirazı nasıl harekete geçirebilirim derdinde olmalısın. Yaranın kapanmaması için sürekli kabuğunu kaldırmak gerekiyor.”Mehmet Güleryüz Bu ülkede… Listen ⇢
-
Sonsuza kadar pop
Ailemin beni götürdüğü sergilerden ilk kopuşum pop art ile oldu. Bu renkli, parlak, popülist, Andy Warhol’un parti hikâyeleri ile dolu dünya ilgimi çektiğinde henüz yirmili yaşların başındaydım. Sonraları pop art’ı beğenmez oldum. Barışmamız Paris Fondation Louis Vuitton’daki “Pop Forever, Tom Wesselmann &…” sergisine kısmetmiş. 1931’de doğan Tom Wesselmann ‘50’lerde resim… Listen ⇢
-
Venedik kırmızısında, sanat içinde sanat
Bundan 113 yıl önce, Fransa’nın bir kasabasında var olan, dünyanın en ünlü sanatçılarından olacak bir ressamın stüdyosu… Bu stüdyoyu resmeden, sebebi bilinmeyen bir kararla arka fonu kıpkırmızı, Venedik kırmızısına boyanmış, yine aynı stüdyoda yer alan bir tablo… O tabloda görülen ve tam da o dönem, o stüdyoda yer alan altı… Listen ⇢
-
Olimpiyatlar 100 Yıl Sonra Tekrar Paris’te
“Sadece 1.62 cm boyundaydı ama 20. yüzyıl için bir devdi,” deniliyor modern olimpiyat oyunlarının kurucusu Pierre de Coubertin için Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin web sitesinde. 1863’te Paris’te aristokrat bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Pierre de Coubertin, gençliğinde Fransız aristokrasisinin yakından izlediği, Yunanistan’da yeni yeni yapılan arkeolojik kazılara merak sarmış. İlk… Listen ⇢









