Yolsuzluk mu? Ay, ben çok şaşırdım!
Bir haftadır ülke çalkalanıyor, rezilliğin binir bir para. Şaşırdık mı, milletçe dehşete mi düştük? Yolsuzluk olmuş olması, bakanların bu işe dahil olması, bir zahmet istifa bile etmemeleri… Bunlar aslında bizim alışık olduğumuz, zaten olup da önümüze serilmediğini varsaydığımız konular. Ülkecek derimiz kalın vesselam. Neyseki artık bir sosyal medyamız var da, mükemmel kafalardan çıkan mükemmel gündem esprileriyle bari kendi aramızda deşarj oluyoruz. İşin şakasını bir kenara bıraktığımızda, biz sosyal medyadan ancak bir yere kadar tepki gösterebiliyoruz, sokağa çıksak, şu an tü kaka da olsa polisin destan yazması malum… Bizi kim temsil edecek, kim soracak bizden çalınanların hesabını?
Muharrrem İnce ayar veriyor, koşun!
Neyseki Kılıçdaroğlu açıklama yapmış, yüreklere su serpildi: “Sadece 1-2 bakan temiz, arkası da gelecek.” Tabii ya, Hoca Efendi arkasını getirir, “inşallah”. Ana muhalefet lideri olarak alınan aksiyonlar, edilen beylik laflar göz kamaştırıcı. Peki ya parti içindeki yıldızlarımız boş mu durdu? Mesela, Muharrem İnce? Kimse kusura bakmasın, Muharrem İnce de bizim haklarımızın değil, kendi PR’ının peşinde. Dün sosyal medya paylaşımcılarının kralı olan İnce’ye mükemmel diyen arkadaşlara sorarım: Konuşma çok havalı da, aksiyon var mı aksiyon? Bu adam, Ankara Belediye Başkan adayı olmak için, gittiği yerlerde parti başkanına mesaj olarak Ankara türküleri çaldırma seviyesinde. Kesin hesap soran havalı konuşmaları bizi kurtarır… Polis teşkilatı bacak bacak üstüne atıp lahmacun yiyor denerekten bir gecede değişiverirken, fiyakalı bakan çocuklarının moralleri bozulmasın diye kollarına bile girilemezken, yargıya müdahale edilirken biz havalı konuşmaları mı şak şaklayacağız? Adli Kolluk Yönetmeliği değişti bile işte bir daha böyle yaramazlıklar yapılmasın diye, artık amirlere söylemeden operasyon moperasyon yok. Durdurabildi mi kimse bu yönetmelik değişimini? Dur arkadaş, ne yapıyorsun, kafana göre yönetmelik mi değişir dedi mi mesela?
Bu halk, daha iyi bir muhalefet ile temsil edilmeyi hak etmiyor mu? HDP’yi milletimizin genel ayrımcı karakteri sebebiyle belli bir kesim dışındakilere laf dinletememe meselesinden geçiyorum, CHP ve MHP silkinip kendilerine gelmeyi düşünürler mi acaba? Çılgınca değişin demiyorum yine bak; biraz tutarlı olun, BİRŞEY YAPIN. Hükümet istifa deyin, bu bakanlar milletin parasını soydu, aramızda görmek istemiyoruz deyin. Yargıya dokunamazsınız deyin. Kuş kadar kalmış da olsa hukuka başvurun, ısrar edin. Biz hala adı demokrasi olan bir yönetim biçimine sahibiz, mahallede dedikodu yapar gibi mecliste takılmaktan başka yapacağınız birşeyler elbet vardır.
Soğuk sular hazır mı?
Anlayacağınız, CHP’nin kafası uzun zamandır karışık, zaten belliki karar alma ve uygulama işini interaktif beddualarıyla bizi kendimizden geçiren Hoca Efendi’ye bıraktı; MHP desen uzun süredir matematik hesaplamaları içinde bunalmış durumda (neyseki bir zahmet bütçeyi oylamasaydık bari diyebildiler), HDP’nin de açlık grevi gündem arasında kaynadı gitti zaten; olan yine bize oldu dostlar! Bir de üstüne yemek üstü tatlı kıvamı, bu skandalların ülke ekonomisine hediyeleri yakında bizim de hayatlarımıza yansıdığında boş ayakkabı kutularımıza bakar dururuz artık, ne çare!
Not: Bir İzmirli olarak yerel seçimlerde oy vermeye gitmenin bir anlamı olsun istiyorum umutsuzca. O yüzden, konusu gelmişken bunu söylemek borcumdur: #TuncSoyerLutfen