Bizim küçük zaferlerimiz

Bizim küçük zaferlerimiz

11.04.2014

Seçimlerin üzerinden birkaç ay geçmiş gibi. Aslında 10 gün oldu. Ama işte Mansur Yavaş haklı galibiyetinin peşinde olacağını söylediğinde acı acı gülüyoruz, geçmiş olsun bize… Şimdi tek bir adam hükümdarlığını korumak için sistemi mi değiştirecek, Putin-Medyedev formülünü mü deneyecek diye konuşuyoruz. Birbirimize bakıp 1 haftada klişe oluvermiş o soruyu soruyoruz: Ya ne olmasını bekliyorduk? Anketler ortadaydı, inanmak istemedik işte diyoruz. Gerçi o gece Ankara’dan o koltuğa yapışmış adamı kaldırabilseydik yine küçük bir zafer hissedecektik. Şimdi yenilmişlik, hakkı yenmişlik… Üstelik aslında bu koca depresyona beraber giren onca insan ne tek bir parti, ne tek bir adam peşinde.

Seçim günü, bu seçimlerin mucizesi Oy ve Ötesi’nin gönüllüsü olarak Kasımpaşa’da taksicinin girmeye korktuğu bir mahallede müşahittim. Aslında sandık başkanım gayet adaletli ve sakin bir adamdı; yine de sürekli bir bit yeniği arama gerginliğiyle her kağıdı her kaydı göreceğim diye tutturdum…. Üstelik seçimlerin şeffalığından kaygılı diğer seçmenler de bir o kadar gergin; bu kalemler nasıl, kayıtlarımızı uçuracaksınız, sizi kim gönderdi diye ben yetmiyorum bir de onlar sorun çıkarıyor. Aynı şeyi savunan insanlar olarak sabiyetten birbirimize giriyoruz. Tam birTürkiye tablosu…

Adilliği bir yana, her oyun tek tek elle sayıldığı, en son ilkokulda gördüğüm karbon kağıtlar üzerinden kafadan hesap yaparak tutanak tutulduğu, olabildiğince primitif bir sistemden bahsediyoruz. Akşama doğru, kafalar olmuş davul, partili değilsen aç biilaç, yorgun, tek tek 1004 tane oy sayıyoruz elle.  O lanet kayıp boş zarf nerede, artık kimsenin bulacak hali yok. Oradan bir partili, benim artık son enerjimle yaptığım itirazlara tehditlerle savuyor, bir yandan da siz burada durun bakın istediğiniz kadar, biz bunları genel merkezden değiştiriveririz diyor. Bu arada ahali, muhtar sonucunu bekliyor, sınıf insan dolu. Kasımpaşa malum, İstanbul’un yeni rant alanı. Muhtarın kim olacağı çok kritikmiş, mahallenin padişahı belli olacak… Sonunda muhtar sandıklarının durumu belli oluyor, erkekler yeni hükümdarları için naralar ataraktan çıkıyorlar sınıftan. İktidar kutsanacak. Bir tek kadınlar kalıyor mahalleliden. Geçen sefer elektrikler kesildi dediler, oyları bize göstermediler, bu sefer kaptırmayız diyorlar. Bir onlar sahip çıkmaya kararlı çocuklarının geleceğine. Ben partiliyle bağrıştıkça, mahalleli teyzelere bakıyorum, göz kırpışıyoruz. İş ileriye giderse ben oyları, onlar da beni koruyacak. Sonunda sayımları bitirdiğimizde de hem köken olarak Türkiye’nin hem de sakini olarak İstanbul’un bambaşka yerlerinden gelen kadınlar olarak sonunda ülkenin küçücük de olsa bir işine el attık da alnımızın akıyla çıktık diye sarılıp öpüşüyoruz mahalleliyle.

Bizim mahallenin sandığı, Oy ve Ötesi bizim küçük zaferlerimiz oldu. Hayalkırıkları içinde gözlerden kaçan başka küçük gözüken ama aslında büyük zaferler de vardı aslında bu seçimde:

İlk Süryani belediye başkanı: Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı, 25 yaşındaki Februniye Akyol, esas adıyla Fabronia Benno,  “Eril egemen sistemi yıkacağız. Kadın eli değecek. Öncelikle kadın kooperatifleri ve dernekleri kuracağız. Şiddete maruz kalan kadınlara sığınma değil, kadın yaşam evleri kuracağız…”

İlk açık lezbiyen (Beşiktaş) Belediye Meclis Üyesi:  Balkonu olmayan evinde salonunda bizler için balkon konuşması kaleme alan Sedef Çakmak; “Bizler sizlerin bacısıyız, gardaşıyız, anasıyız, babasıyız. (Şair burada hala hetero kardeşlere seslenmektedir) Bizler sizlerin anlam veremediği, yan yana görünmek istemediği, komşu, kiracı, öğrenci olarak istemediği gruplarız. Ama geldiğimiz noktada biz-siz diye bir şey yok hepiniz “klübe hoşgeldiniiz”! Ayrımcılığa uğrayan tüm kesimlerle empati kurmak için müthiş bir an, artık hepimizin her türlü hakkı bir bir gasp edilmekte! Arzu ettiğimiz, talep ettiğimiz eşitlik “bu” değildi, ama bu bataktan hep birlikte, daha güçlü ve herkes için adalet söylemiyle çıkacağız!”

Çocuk gelin, Diyarbakır Kocaköy İlçesi Belediye Başkanı: 15 yaşındayken teyzesinin oğluyla evlendirilen ve evli kaldığı 14 yıl boyunca şiddete maruz kalan Berivan Kılıç, erkek eli sıkmanın bile hoş karşılanmadığı ilçesinde kapı kapı gezerek belediye başkanı oldu.

Bu örnekler, duyup duymadığımız birçok küçük-büyük zaferlerden örnekler. Bir yanda, evet, kadınları duymayan görmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam var; ama diğer yanda Bingöl’de 1’inci sıradan AKP Belediye Meclis üyeliğine seçildiği halde Bingöl Belediye Başkanı keyfine göre kadınlara görev vermeyeceğini açıkladığı için istifa etmek durumunda kalan Nurten Ertuğrul‘un hakının peşinde koşan CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka var.

“Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Yine dene, yine yenil,” demişti Beckett. Bazı yenilgiler, bazı zaferlerden daha anlamlıdır. İyi geceler” diye tweet atmış Ahmet Ümit seçim gecesi. Yenildik ama küçük zaferlerimiz var bizim. Yine deneriz, yine yeniliriz, bir gün, elbet, bize de gün doğar.

http://blog.radikal.com.tr//turkiye-gundemi/bizim-kucuk-zaferlerimiz-56247

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s