“Dünyanın en büyük döner restoranı, silindirler ve üçgenler, yol kenarında birbiri ardına dizili fıstık çamları.

Asfaltın ortasında yeşillik, paslı, metal ve beton.

Okul avlusunda bağırış, çağırışlarla ve kahkahalarla teneffüs vakti. 

Çöp dağları. 

Kabarmış badana ve mavi pencereler, cam bir tünelin içinde bir asansör. Devrilmiş bir bank, bir otoparkın karşısında tepedeki liseye çıkan merdivenler.

Gruplar halinde dolaşan bir sürü erkek, kadın yok. 

Yüksek bir kum tepeciği, iki katlı evlerden yükselen bir baca.

Bir parkın içindeki yola kapıyla bağlanan tuhaf bir yol daha.

Parkın yanında ciğer sosisi renginde apartmanlar.

Evlerin kırmızı kiremitli çatıları, merdiven basamakları gibi tepeye yükseliyor. 

Spor imkanı, sessizlik.

Balkonlu, bacalı şık evler yan yana.

Bütün insanlar evde, sadece kuru yaprakları süpüren işçiler dışarıda.”

Eeva Lehto

Yeni Türkiye’nin yeni yerleşim alanlarından Başakşehir. Rant, estetik yoksunluğu, soğukluk, muhafazakar çevre ve lüks vadeden yarım kalmışlık…

Cezayir kökenli Fransız sanatçı Youssef Tabti, Mimar Sinan Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğrencileri ile Başakşehir’i gezip gözlemleyerek, “psikocoğrafik”; yani, coğrafi çevrenin; algılar, psikolojik tecrübeler ve davranışlar üzerine etkisini araştıran projesini hayata geçirmiş.

• 

• 

Sanatçı, serginin yer aldığı galeride masalarda öğrencilerin gezdikleri güzergahları haritalamış, öğrencilerin izlenimlerini bu güzergahlarda konumlamış ve duvardaki fotoğraflar ve video ile de Başakşehir’i ve deneyimlerini o an, Çukurcuma’daki o galeride hayal etmenizi sağlamış. Yorumların bazısını çok abartılı, bazısını çok yerinde bulabilirsiniz. Ekümenopolis‘te etrafındaki hayatı yerle bir ederek sevimsizce yükseldiğini izlediğimiz, çok uzak olduğundan şikayet ettiğimiz bir yerlere gitmeye çalışırken belki de önünden geçip hiç içerisine girmediğimiz  bu “yeni” dünya hakkındaki gözlemleri okumak, o soğuk resimlerle güzergahları kafada birleştirmek oldukça ilginç.

Goethe Institut Istanbul, Tarabya Kültür Akademisi, Mimar Sinan Üniversitesi  ile işbirliğinde düzenlenen Psikocoğrafik Keşifler sergisini REM Art Space’te 29 Mayıs’a kadar gezebilir, fotoğraflara baktıkça içinizde acımtırak bir his bırakan yeni mahallelere daha yakından bakabilirsiniz.

Not: Sergi ile tüm haberlerde projeye Théorie de la Dérive ve Durumcu Enternasyonel  Hareketi‘nin ilham kaynağı olduğu yazıyor. Sanırım o kadar entel bir “durum” ki, Google bile tam bilemedi… Bilen varsa aydınlatırsa sevinirim. Çekinmeyin, durumcu enternasyonel hareket nedir bilmeden de sergi keyifli bu arada:)