Louvre… Dünyanın en büyük, en çok ziyaret edilen sanat müzesi. Çin’den, Hindistan’a, İran’a, Yunanistan’a, Türkiye’ye, Almanya’ya dünyanın dört bir yanından, onlarca uygarlıktan, tarih boyunca kurulup kaybolmuş yüzlerce devletten toplanmış yüz binlerce esere ev sahipliği yapan, 72,735 metrekareye yayılmış bir müze. 12. Yüzyılın sonlarına doğru bir kale olarak kurulan, zamanla yeni binalar eklenen, 14. Louis’nin Versay Sarayı’nda ikamet etmeye karar vermesiyle imparatorluk sarayı olmaktan çıkan, Fransız Devrimi ile ulusun sahip olduğu başyapıtların sergilenmesi için müze olmasına karar verilerek yaklaşık 228 yıl önce kurulan, (pandemi öncesi) günde 15.000 kişinin ziyaret ettiği bir harika.
90’larda annem doktora sonrası araştırmaları için ilkokuldaki ben ve anaokulundaki kardeşimi babama ve anneanneme emanet edip Paris’e gittiğinde, küçük İzmir çevremizde büyük bir sansasyon olmuştu. Yoktu o zamanlar öyle kadınların idealleri için kararlar verip yurt dışlarına çekip gitmesi… Ama işte, o kararlar belki de bana bu satırları yazdırıyor. Annemi görmeye gittiğimizde, annemin hayatında İzmir’de müze görmemiş kardeşimi ve beni Louvre’a, Orsay’a, Centre Pompidou’ya taşıması açtı gözümüzü, gönlümüzü ve algımızı… Bugün İstanbul, Ankara, Adana, Şanlıurfa, Gaziantep, Antakya gibi şehirlerde (ören yeri dışında) müzecilik anlamında güzel örnekler olsa da hala memleketim, ülkenin üçüncü büyük şehri, İzmir’in merkezinde düzgün bir müze yok. Berbat pandeminin iyi bir tarafını bulmaya çalışırsak, şehrinizde müze yoksa da artık internetiniz sizi dünya mirasına ulaştırabilir. Önce ticari kaygıları sebebiyle sanat galerilerinin eserlerini taşımaya başladığı internet ortamına, 2020 yılında 150 gün kapalı kalan Louvre Müzesi, bu ayrılığa bir son verip neredeyse yarım milyon eserle artık taşınmış bulunuyor!
İki yeni dijital platform
Pandeminin ikinci yılında Louvre Müzesi, kapalı kapılar sebebiyle ulaşamadığı milyonlarca ziyaretçi için iki yeni dijital araç hayata geçirdi: Müzenin tüm sanat eserlerini tek bir yerde bir araya getiren bir platform olan collections.louvre.fr ve daha kullanıcı dostu müze web sitesi, louvre.fr.
Bize sunulan devasa çevrimiçi sergide, müzenin galerilerinin yanı sıra Musée National Eugène Delacroix’nın galerilerinden resimler, gravürler, eskizler, nesneler, müzeden ve müzenin komşusu Tuileries ve Carrousel bahçelerinden heykeller görebiliyorsunuz. Şu an sitede bilgileri girilen 482.000 eser, Rönesans eserlerinden Mısır heykellerine kadar uzanan müze koleksiyonunun %75’ini oluşturuyor. Yani, pandemi olun olmasın seyahat etme imkanı bulunmayan, şehrinde müze bulunmayan her çocuk ve yetişkin, hiçbir eseri göremediği bir durumdan, evde oturup Louvre’un en ünlü eserleri Mona Lisa, Venus de Milo ve Liberty Leading the People’a parmaklarıyla ulaşabilecek duruma geldi. Nasıl yapacağınıza dair kısa bir rehberli tur şimdi başlıyor…
Nasıl gezeceğiz?
collections.louvre.fr adresinden turumuza başlıyoruz. Ziyaret Edin” (VISIT), “Keşfedin” (EXPLORE) ve “Neler Oluyor” (WHAT’S ON) bölümleri size kapıdaki rehberler olarak karşılıyorlar. Gezmeye gelen online ziyaretçileri ilgilendiren asıl kısım “Keşfedin” (EXPLORE) kısmı.
Keşfedin – Saray
Keşfedin sekmesindeki ilk kısım: Saray (The Palace). Bu kısma tıkladığınızda sarayın farklı konsept ve koleksiyonlara göre düzenlenmiş salon, galeri, ek binalarını görüntüleyebiliyorsunuz. Örnek olarak; The Pavillon des Sessions’da Dünyanın Farklı Yerlerinden Sanat Eserleri’ni, The Galerie d’Angoulême‘de Doğu Akdeniz’in Hazineleri, The Cour Visconti’de İslami Sanatlara Giriş’i görebilirsiniz. Bu şekilde 23 farklı alana tıklayıp her alan ile ilgili İngilizce tanıtımları, alandan genel görünüm fotoğraflarını, alanla ilgili hazırlanmış bir Youtube videosunu (eser tanıtımından, çocuklara özel anlatımlı hikayelere kadar seçili farklı konularda) ve sayfanın en altında bu alandaki tüm eserlerin fotoğraflarını tek tek görüntüleyebiliyorsunuz.
Bu sizi kesmedi mi? O halde sizi (bu adres üzerinden: https://collections.louvre.fr/en/plan) interaktif haritaya alalım. Bu haritada Louvre Müzesi’nin tamamının planını erişebiliyorsunuz. Buradan 0,1, 2. Katları seçiyorsunuz ve kat seçtikçe farklı renkler beliriyor. Sol alttaki “i” tuşuna basarsanız katlarda gördüğünüz renklerin hangi koleksiyona ait olduğunu görebiliyorsunuz. Koleksiyon isimleri Fransızca olsa da, bilmeyenler için ne olduğunu çıkartmak çok da zor değil. Katlardaki salonları seçtikçe online gezinin kerameti ortaya çıkıyor ve asıl güzellik başlıyor. Müzede bir fikriniz olmadan önünden geçip gidebileceğiniz her eser ile ilgili onlineda detaylı bilgiler yer alıyor. Eserin detaylı fotoğrafları, adı, sanatçısı, envanter numarası, boyutlar, malzemeler ve teknikler, üretim tarihi ve yeri, mevcut konum ve kaynakça, eserin detaylı açıklaması, tarihçesi, müzeye ne zaman kazandırıldığı gibi bilgilerin hepsi kamuyla paylaşıma açılmış. Üstelik oldukça da kullanıcı dostu bir site kurulmuş. Baktığınız her eserin sayfasının altında benzer eserler de öneriliyor; sırasıyla: Aynı sanatçıdan (By the same artist/maker), Aynı dönemden (From the same period), Aynı kategoriden (From the same category). Özellikle meraklılar ve araştırmacılar için harika bir çevrimiçi kaynak olmuş. Müze uzmanlarının araştırmalara yardımcı olmak için düzenli olarak bu geniş veri tabanını güncellediğini de not edelim.
Keşfedin – Koleksiyonlar
Keşfedin (EXPLORE) sekmesinde devam ederken kısımdaki Bahçeler (The gardens) ve Ziyaretçi Rotaları (Visitor trails) gibi bilgi alabileceğiniz, daha çok fiziksel ziyaretçilere yönelik kısımları geçip diğer kaybolacağınız alan olan Koleksiyonlar (Collections) dünyasına giriyoruz. Sayfayı aşağı doğru kaydırıp “See the Collections database” butonuna tıkladığınızda ulaştığınız https://collections.louvre.fr/en/ sayfası üzerinden
Louvre başta olmak üzere, kuzenleri Musée National Eugène-Delacroix, Tuileries ve Carrousel bahçeleri ve MNR’nin (Musées Nationaux Récupération/National Museums Recovery) de dahil olduğu koleksiyonun 482.000’den fazla eserine işte burada ulaşıyorsunuz. (Bu arada bir not, MNR’de Nazi’ler tarafından II. Dünya Savaşı sırasında yağmalanmış 2143 adet sergileniyor. Toplamda yağmalanan toplam 61.000 eserin yaklaşık 45.000’i asıl sahiplerine geri verilirken, bugün müzede gördüğünüz eserlerin geri verilebilmesi için çalışmalar sürüyor.)
İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Çince bilenler için koleksiyonları incelemenin yolları, size bu dillerde sunulan basit veya gelişmiş aramalar, küratöryel departman tarafından yapılan girişler ve temalı albümlerden oluşuyor. Bilmeyenler için ise en kolay yol, yukarıda verdiğim adresten girip resimlerini göreceğiniz 7 kategoriden (Paintings-Resimler, Sculptures-Heykeller, Furniture-Mobilya, Textiles-Tekstil, Jewellry&Finery-Mücevherler ve Süslemeler, Writings&Inscriptions-Yazılar ve Yazıtlar, Objects-Nesneler) merak ettiğiniz kategorinin üzerini tıklamak. Seçtiğiniz koleksiyona girdiğinizde eserlere tek tek tıklayarak hepsinin (interaktif haritada anlattığım gibi) detaylarına ulaşabilirsiniz. Koleksiyona girdiğiniz sol taraftaki kolondan ise eserleri yer aldığı koleksiyon, sergilendiği mekan, sanatçısı ve ülkelerine göre filtreleyebiliyorsunuz. Son bir tavsiye olarak da, ana koleksiyon sayfasına geri döndüğünüzde, 7 ana kategorinin altında ziyaretçilere özel hazırlanmış albümler göreceksiniz. Bunlardan ilki olan Louvre’un Başyapıtları (Masterpieces of Louvre) albümünü özellikle tavsiye ederim. Dünyanın dört bir yanından eser toplanmış Louvre Müzesi’ndeki en önemli 40 eser bu albümde incelenebilir.
Sarayın içinde gezmek istiyorum diyenlere
Ben bir de eski sarayın içinde dolaşayım, şöyle bir havasını alayım mı diyorsunuz? O zaman sizi Sanal Turlara (Virtual Tours) alalım. Sitenin arama kısmından veya https://www.louvre.fr/en/online-tours#virtual-tours adresinden ulaşabileceğiniz turlarda ise Petite Galerie’nin farklı sergilerini oklarla gezerek görebiliyorsunuz. Benzer bir altyapı Türkiye galerileri tarafından da çok kullanılıyor. Açıkçası bence teknolojik olarak gelişime ihtiyacı olan bir altyapı. Benim başımı döndürüyor oklarla yarı görüşle sağa sola bakamadan ilerlemeye çalışmak. Tercih edene, şöyle bir saray havası almak için, tüm koleksiyon olmasa da küçük bir kısım böyle sunuluyor.
Bunların dışında Youtube videoları (Louvre’un ana giriş sayfasının (https://www.louvre.fr/en) en altında), çocuklara özel içerikler, podcastler, Louvre oditoryumundaki konuşmaların yayınları ve tabii ki sosyal medya bağlantıları yine sitenin sunduğu içeriklerden.
Sanata erişebilmek
Ne olursa olsun, sanat eserlerinin büyüsünün karşılarına geçtiğinizde ruhunuza işlediğine inananlardanım. Bununla beraber, bu tip online platformların, dünya nüfusunun sanata ve kültürel mirasa erişimini sağlamaları açısından olumlu, hatta zorunlu buluyorum. Louvre’u Yaratmak: Sanat, Siyaset ve Modern Müzenin Kökenleri (Inventing the Louvre: Art, Politics and the Origins of the Modern Museum) kitabının yazarı Tufts Üniversitesi profesörü Andrew McClellan de her şeyi çevrimiçi hale getirme stratejisin Fransız Devrimi’nden sonra müzeyi şekillendiren Aydınlanma ideallerine uygun olduğuna dikkat çekiyor. Dünyanın bilgisini tek bir çatı altında toplamak ve bu bilgileri araştırmacılar ve halkın kullanımına sunmak, dünya nüfusu için çok önemli bir adım.
Son olarak çok pratik bir bakış açısıyla, bir gün tekrar gidebildiğimizde dahi bu online platform harika bir ön rehber. Hangi salonunu, galerisini gezeceğinizi şaşıracağınız, başınızı döndürecek devasa Louvre Müzesi’ni önceden online çalışıp gider, neye baktığınız bilincinde olursunuz. Fena mı?
Bu yazı, Milliyet Sanat Dergisi’nin Haziran 2021 sayısında yayımlanmıştır.