Sıkıştığın bu dünyaya… Alışırsın. Mukadderat…

Bazı anlar vardır, neden özellikle o anı hatırladığını bilmeden hatırlarsın. Ben de hatırlıyorum o anı; arabadayız, yine bir toplantıya gidiyoruz, patron ön sağ koltukta oturuyor, biz asık, bezmiş suratlarla arkada. “Geçecek,” diyor patron, “Alışacaksınız; herkes bu yoldan geçiyor, sonra kabulleniyor.” Ajansta çalışıyoruz, gece gündüz. Bir takım şirketler, bir takım patronlar, küçücük ama bizi yıpratan emeklerimizle kazansın diye sinirler yıpranıyor. Halbuki siyasal okumuşuz, dünyayı kurtarmak istemişiz. Hayat boyu 5 Pekiyi almışız, iyi okullarda okumuşuz, yurtdışında yüksek lisans yapmışız. Hep ne yapılması söylenmişse onu yapmışız… Fark etmeden aynı “ideal” tornasından çıkmışız. Şimdi ne yapıyoruz? Bilmem ne marka bilmem ne kadar daha kutu içecek satsın, bilmem ne banka bilmem ne kadar daha müşteriyi memnun etsin diye kafa patlatıyoruz. Bu pek dünya kurtarmaya benzemiyor, nefret etmeme rağmen fizikten, kimyadan iyi not alayım diye 15 yaşında hayatımı zehir etmeme de değmemiş gibi… Günü kurtarmak istemiyoruz, marka daha çok satmasın, hatta isterse batsın istiyoruz, mutsuzuz.

Uyandırsam kendimi her gün her gün kendimi öldürmekten

Uyandırsam kendimi her gün aynı işe gitmekten

Uyandırsam kendimi her gün aynı kilidi açmaktan  

Uyandırsam kendimi her gün her gün kendimi öldürmekten

Bağıra çağıra bayıra çayıra kendimi atsam

Yüzükoyun uzanıp ensemi güneşe açsam, ısınsam

Yengeç miyim ben ya

Ne bu böyle yan yan, kayalar arasında…

Sıkıştığın bu dünyaya... Alışırsın. Mukadderat...

Bahadır Baruter, Mukadderat sergisinde 4-5 yıl önce o toplantıya giderken arka koltukta oturan iki kızı koymuş fanuslara. İş hayatının kazanç, başarı, kariyer ve güvence döngüsünün kıstırılmışlık baskısıyla neredeyse yaşayan ölülere dönüşmüş iş insanları; ölmeye yüz tutmuş, kefen gibi beyaz takım elbiseler giymiş çaresiz bedenler olarak girmiş saydam fanusların içine. Baruter, 4 sene önce Londra’da bir müzede kavanozlar içerisinde sergilenen organ parçaları, embriyolar ve fetüslere bakarken kavanozların içinde sadece organ ya da fetüs değil de insan olabileceğini düşünmüş. O kavanozun içine sıradan bir insanı yerine modern insanı, iş hayatındakileri yakıştırmış.“Sanki anne karnında, henüz hayata ulaşamamış ve bunalıyor gibiler. Hem arzu ettikleri hayattan henüz çok uzakta, batının içerisinde, anne karnına kapatılmış gibi… Ya da bir cesede dönüştürülmüş ve kıstırılmış gibiler. O görüntü ile hikaye bir araya geldi,” diyor sanatçı.

Sıkıştığın bu dünyaya... Alışırsın. Mukadderat...

Mukadderat, kaçınılmaz olan, beklenilen ve olması gereken gelişmeler demek. Hayatımızı sürdürmek için o kaçınılmaz hayata girmek, o işe gitmek ve çalışmak zorundayız çoğumuz. İnsan bir sürü şey deniyor, bir sürü farklı işe/fanusa giriyor ama en azından kendine en uygun fanusu buluyor sonunda. O fanusu genişletiyor, genişletmek için bir sebep buluyor. Ne bileyim, Baruter’in beyaz kefen takım elbisesinin altına renkli bir spor ayakkabı giyip mutlu oluyor. Bu yazıları fanusumda yazmayı akıl ediyorum mesela ben, ya da hafta sonları deniz çekip nefes almayı… Bazen fanustan çıktığını, o fanusu kırdığını düşünüyorsun, bazen de güzel bir tatilden ofise döndüğünde az sonra boğulabileceğini… Bazen de sosyal medyada işi bırakıp deniz kenarına taşınan, yok efendim bundan sonra sadece hobisini yapacağını ilan eden insanları görüyorsun. Bir screenshot alıp o an başka bir ofisteki, başka bir ekrana gönderiyorsun: “Para suyunu çekince görürüz sayfiye keyfini!” Fanustan çıkmayı maddi-manevi anlamdırmaya çalışıyor, çıkana kızgınlık, kıskançlık ve özenme arası duygular besliyor, onu çekiştiriyorsun hunharca.

Sıkıştığın bu dünyaya... Alışırsın. Mukadderat...

Öyle ya da böyle insan alışıyor. Ne olacak satıverelim, sattırıverelim içeceği, diş macununu, bilgisayarı birileri için, müşteriler hep bizim bankada kalsın, ben tatilimi beklerim diyorsun. Fanusa uzaktan da olsa denizi gören bir kat daha çıkarım belki seneye, daha ferah olur. Mukadderat be çocuklar

Bu yazı, 13 Ocak 2016 tarihinde Hürriyet Kelebek’te yayınlanmıştır:  http://www.hurriyet.com.tr/sikistigin-bu-dunyaya-alisirsin-mukadderat-40039991

 

Reklam

2 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. Serdar dedi ki:

    Kafam karışık, motivasyon yok, karamsarlık üst seviye.. yıllarca uğraşmışız ama bir karşılığı yokmuş megersem.. Bugun bir daha dünyaya gelsem aynısını yapmazdım da diyemiyorum. Benim kafa going 🙂 hadi iyi geceler.

    Sent from my iPhone

    >

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s